29- İsra ve Micac /
Enes b. Malik b. Sa'sa'a'dan Rivayetleri
30- Enes b. Malik'in
Bu Konudaki Rivayetleri
31- Huzeyfe b.
el-Yeman'ın, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in isra Gecesi
Beytu'I-Makdis'te Namaz Kıldığını inkar Etmesi
32- İsra Gecesi
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Beytu'l-Makdis'fe Nebilere Namaz
Kıldırdığmı Söyleyenler
33- Bu Konuda ibn
Mes'ud'dan Gelen Rivayetler
34- İsra ve Miracla İıgili Değişik
Rivayetler
29- İsra ve Micac /
Enes b. Malik b. Sa'sa'a'dan Rivayetleri
1. Malik b. Sa'sa'a
- - (-)
25003 (1)- Malik b.
Sa'sa'nın bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''Ben Beytu'l-Haram'ın yanında uyku ile uyanıklık arasındayken, üç kişiden birisi
diğer ikisi arasında yanıma yaklaştı. İçinde hikmet ve iman dolu altın bir tas
getirildi. Göğsüm karnımın aşağısına kadar yarıldı ve kalbim zemzem suyuyla
yıkandı. Sonra kalbim hikmet ve imanla dolduruldu. Sonra katırdan küçükı
eşekten büyük ''Burak'' isminde beyaz bir binek getirildi. Cibril ile birlikte
yola koyulduk. Dünya semasına vardığımızda: ''Bu kim?'' denildi. Cibril:
''Cibril'dir'' cevabını verince: ''Yanında kim var?'' diye soruldu.
''Muhammed'' cevabı verilince: ''O gönderildi mi?'' diye soruldu. Cibril:
''Evet'' cevabını verince: ''Merhaba, bu ne güzel bir geliştir'' denildi.
Hz. Adem'in yanına gidip
selam verdiğimde: ''Merhaba ey oğulı merhaba ey Nebii'' dedi. Sonra ikinci
semaya gittik ve orada da: ''Bu kim?'' denildi. Cibril: ''Cibril'dir'' cevabını
verince: "Yanında kim var?'' diye soruldu. Cibril: ''Muhammed'' cevabnı
verince, birinci semada söylenen şeylerin aynısı söylendi. Hz. Yahya ve Hz.
İsa'nın yanına gidip selam verdiğimde: ''Merhaba ey kardeşı merhaba ey Nebii''
dediler. Sonra üçüncü semaya gittikıorada da aynı şekilde karşılandık ve Hz.
Yusuf'a gidip selam verince bana: ''Merhaba ey kardeşı merhaba ey Nebii'' dedi.
Sonra dördüncü semaya gittikıorada da aynı şekilde karşılandık ve Hz. İdrisle
gidip selam verince bana: ''Merhaba ey kardeşı merhaba ey Nebii'' dedi. Sonra
altıncı semaya gittikıorada da aynı şekilde karşılandık ve Hz. Musa'ya gidip
selam verince bana: ''Merhaba ey kardeşı merhaba ey Nebii'' dedi. Onun yanından
ayrılırken ağladı. ''Neden ağlıyorsun?'' diye sorulunca: ''Ey Rabbimi Benden
sonra gönderdiğin bu gencin Cennete girecek olan ümmeti, benim ümmetimden daha
çok ve üstündür'' dedi. Sonra yedinci semaya gittikıorada da aynı şekilde
karşılandık ve Hz. İbrahim'e gidip selam verince bana: ''Merhaba ey oğu i, merhaba
ey Nebii'' dedi. Sonra Beytu'l-Ma'mur benim için kaldırıldı. Ben Cibril'e bunu
sorunca: ''Bu, Beytu'l-Ma'mur'dur. Hergün içinde yetmiş bin melek namaz kılar
ve namaz kılıp çıkan bir daha ona geri dönmez'' dedi. Sonra
Sidretu'l-Münteha'ya çıkarıldım ve meyvelerinin Hecer testileri, yapraklarının
da fil kulağı gibi olduğunu gördüm. Onun dibinden ikisi görünenı ikisi de batın
(gizli, olmak üzere dört) nehir çıkıyordu. Cibril'e bunu sorduğumda:
''Görünmeyen iki nehir cennettedir.
Görünen iki nehir ise
n'' ve Fırat'tır'' cevabını verdi. Sonra bana elli vakit namaz farz kılındı.
Hz. Musa'ya gittiğimde, bana: ''Ne yaptın?'' diye sordu. Ben: ''Bana elli vakit
namaz farz kılındı'' cevabını verince, Hz. Musa: ''Ben insanları senden daha
iyi tanırım. Ben İsrailoğullarıyla çok uğraştım. Senin ümmetin buna hiç güç
yetiremez. Binaenaleyh sen Rabbine dön (ümmetin için hafifletmesini iste''
dedi. Rabbime dönüp, (farz kılınan namazı) hafıfletmesini istediğimde, Allah
kırk vakit olarak farz kıldı. Sonra Hz. Musa'ya döndüğümde: ''Ne yaptın?'' diye
sordu. Ben: ''Kırk vakit yaptP) cevabını verince, Hz. Musa aynı şeyleri
söyledi. Bunun üzerine Rabbime geri döndümı Allah, farz kılınan namazı otuz
vakit yaptı. Hz. Musa'ya dönüp durumu bildirdiğimde, ilk söylediği şeyleri
tekrar etti. Rabbime geri döndüm ve Allah namazı yirmi vakitı sonra on vakitı
sonra beş vakit olarak farz kıldı. Hz. Musa'ya gidip durumu bildirince, ilk
söylediği şeyleri tekrar etti. Bunun üzerine ben: ''O kadar geri döndüm ki, bir
daha dönmeye Rabbimden utanıyorum'' deyince, bana: ''Farz kılacağımı kıldımı
kullarımdan fazlasını hafiflettim. Bir iyiliğe de on kat sevap veririm'' diye
seslenildi. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3207) ve Müslim (164) rivayet ettiler.
25004 (2)- Enes b.
Malik'in bildirdiğine göre Malik b. Sa'sa, Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurdu: ''Ben Kabe'nin yanında uyku ile uyanıklık arasındayken ... ''
deyip hadisi aktarıp devamla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle
buyurduğunu söyledi: ''Sonra yedinci semaya gittik ve Cibril kapının açılmasını
istedi. Kendisine: ''Bu kim?'' diye sorulunca, Cibril: ''Cibrildir'' cevabını
verdi. ''Yanında kim var?'' diye sorulunca ''Muhammed'' cevabını verdi.
''Kendisine Nebilik gönderildi mi?'' diye sorulunca, Cibrıl: ''Evet'' cevabını
verdi. Kapı açıldı ve: ''Merhaba, bu ne güzel bir geliştir!'' denildi.
Hz. İbrahim'in yanına
gidince: ''Bu kimdir?'' diye sordum. Cibril: ''Baban İbrahim'dir.'' cevabını
verince, ona selam verdim, bana: ''Merhaba ey salih oğul ve salih Nebi'' dedi.
Sonra Sidretu'l-Münteha'ya çıkarıldım. Onun yapraklarının fillerin kulağı,
meyvelerinin Hecer testileri gibi olduğunu gördüm. Onun dibinden ikisi görünenı
ikisi de batın (gizli, olmak üzere dört) nehir çıkıyordu. Ben: ''Bu nedir ey
Cibril?'' diye sorunca: ''Görünen iki nehir n'' nehri ve Fırat nehridir.
Görünmeyen nehirler ise Cennettedir'' cevabını verdi. Bana birinde şarap,
diğerinde süt olan iki kap getirilince, ben süt olan kabı aldım. Cibril:
''Fıtratına uygun davrandım dedi. ''
[Sahih]
Diğer tahric: İbn Mende
iman'da (718) rivayet etti.
25005 (3)- Enes b.
Malik'in Malik b. Sa'sa'a'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) kendilerine İsra gecesinden bahsederken şöyle buyurdu: ''Ben Hatim'de
-Katade: "Hicr'deyken" demiş olabilir- uzanmışken birisi geldi. Bu
kişi yanındakine: ''Şu ortadaki (bizim aradığımız) üç kişiden birisidir'' dedi
ve yanıma yaklaştı. -Katade: "Şuradan şuraya kadar yardı" dedi.
Katade der ki: Yanımda olan Carud'a: "Enes, neyi kastediyor?" diye
sorduğumda: "Boğazından karnının altına kadar yarıldığını kastediyor"
cevabını verdi. "Göğsünün üst tarafından karnının altına kadar"
dediğini de işittim- Kalbim çıkarıldı ve içi iman ve hikmet dolu bir leğen
getirildi, kalbim onunla yıkandı. Sonra iman ve hikmetle doldurulup yerine
koyuldu.
Sonra bana katırdan
küçükı eşekten büyük beyaz bir binek getirildi. Carud:
"Bu Burak mı ey Ebu
Hamza? "diye sorunca: "Evet, adımlarını gözünün gördüğü en son yere
kadar atabiliyordu" dedi- Ona bindirildim ve Cibril beni alıp dünya
semasına çıktı. Kapının açılmasını isteyince, kendisine: ''Kimdir o?'' denildi.
Cibril: ''Ben Cibril'im'' karşılığını verince, ''Yanında kim var?'' diye
soruldu. ''Muhammed'' cevabı verilince: ''O gönderildi mi?'' diye soruldu.
Cibril: ''Evet'' cevabını verince: ''Hoş geldi sefalar getirdi'' denildi. Kapı
açılınca orada Adem'i gördüm. Cibril: ''Bu senin baban Ademidir. Ona selam
ver'' dedi. Ona selam verdiğimde selamımı alıp: ''Merhaba ey oğlumı ey salih
Nebi!'' dedi.
Sonra ikinci semaya
geldiğimizde Cibril kapının açılmasını istedi. Ona: ''Sen kimsin?'' denildi.
Cibril: ''Ben Cibrilim'' karşılığını verdi. ''Beraberindeki kimdir?''
dediklerinde: ''Muhammed'dir'' dedi. Onlar: ''Muhammed (Nebi olarak) gönderildi
mi?'' diye sorunca: ''Evet gönderildi'' dedi. Onlarda: ''Merhaba, bu ne güzel
bir geliştir!'' dediler. Kapı açıldığında orada teyzem oğulları Yahya ve İsa'yı
gördüm. Cibril'e: ''Ey Cibril! Bu iki kişi kimdir?'' dediğimde: ''Bunlar Yahya
ve İsa'dır. Onlara selam ver'' dedi. Onlara selam verdiğimde Selamımı aldılar
ve: ''Merhaba ey kardeşı ey salih Nebi'' dediler.
Sonra üçüncü semaya
geldiğimizde Cibril kapının açılmasını istedi. Ona: ''Sen kimsin?'' denildi.
Cibril: ''Ben Cibril'im'' karşılığını verdi. ''Beraberindeki kimdir?''
dediklerinde: ''Muhammed'dir'' dedi. Onlar: ''Ona Nebilik gönderildi mi?'' diye
sorunca: ''Evet gönderildi'' dedi. ''Merhaba, bu ne güzel bir geliştirl''
dediler. Kapı açıldığında orada Yusuf vardı. Cibril: ''Bu Yusuf'tur. Ona selam
ver'' dedi. Ona selam verdiğimde selamımı alıp: ''Merhaba ey salih kardeşimı ey
salih Nebi'' dedi.
Sonra dördüncü sema ya
geldiğimizde Cibril kapının açılmasını istedi. Ona: ''Sen kimsin ?'' denildi.
Cibril: ''Ben Cibril'im'' karşılığını verdi. ''Beraberindeki kimdir?''
dediklerinde: ''Muhammed'dir'' dedi. Onlar: ''Ona Nebilik gönderildi mi?'' diye
sorulunca: ''Evet gönderildi'' dedi. ''Merhaba, bu ne güzel bir geliştir!''
dediler. Kapı açıldığında orada İdris vardı. Cibril: ''Bu İdrisltir. Ona selam
ver'' dedi. Ona selam verdiğimde selamımı alıp: ''Merhaba ey salih kardeşimı ey
salih Nebi'' dedi.
Sonra beşinci semaya
geldiğimizde Cibril kapının açılmasını istedi. Ona: ''Sen kimsin ?'' denildi.
Cibril: ''Ben Cibril'im'' karşılığını verdi. ''Beraberindeki kimdir?''
dediklerinde: ''Muhammed'dir'' dedi. Onlar: ''Ona Nebilik gönderildi mi?'' diye
sorunca: ''Evet gönderildi'' dedi. ''Merhaba, bu ne güzel bir geliştir!''
dediler. Kapı açıldığında orada Harun vardı. Cibril: ''Bu Harunldur. Ona selam
ver'' dedi. Ona selam verdiğimde selamımı alıp: ''Merhaba ey salih kardeşimı ey
salih Nebi'' dedi.
Sonra altıncı semaya
geldiğimizde Cibril kapının açılmasını istedi. Ona: ''Sen kimsin?'' denildi.
Cibril: ''Ben Cibrif'im'' karşılığını verdi. ''Beraberindeki kimdir?''
dediklerinde: ''Muhammed'dir'' dedi. Onlar: ''Ona Nebilik gönderildi mi?'' diye
sorunca: ''Evet gönderildi'' dedi. ''Merhaba, bu ne güzel bir geliştir!''
dediler. Kapı açıldığında orada Musa vardı. Cibril: ''Bu Musa'dır. Ona selam
ver'' dedi. Ona selam verdiğimde selamımı alıp: ''Merhaba ey salih kardeşimı ey
salih Nebi'' dedi. Ondan ayrıldığım zaman ağlamaya başladı. Ona: ''Niçin
ağlıyorsun?'' denildiğinde: ''Benden sonra gönderilen genç Nebiin ümmetinden
Cennete girecek kişiler, benim ümmetinden Cennete girecek kişilerden daha
fazladır, ondan ağlıyorum'' dedi.
Sonra yedinci semaya
geldiğimizde Cibril kapının açılmasmı istedi. Ona: ''Sen kimsin?'' denildi.
Cibril: ''Ben Cibrltim'' karşılığını verdi. ''Beraberindeki kimdir?''
dediklerinde: ''Muhammed'dir'' dedi. Onlar: ''Ona Nebilik gönderildi mi?'' diye
sorunca: ''Evet gönderildi'' dedi. ''Merhabal bu ne güzel bir geliştir!''
dediler. Kapı açıldığında orada İbrahim vardı. Cibril: ''Bu İbrahlm'dir. Ona
selam ver'' dedi. Ona selam verdiğimde selamımı alıp: ''Nlerhaba ey salih
oğlulı ey salih Nebi!'' dedi.
Sonra
Sidretü'l-Münteha'ya çıkarıldım. Orada meyveler Hecer testileri gibi;
yaprakları da fil kulağı gibiydi. Cibril: ''Bu, Sidretüll-Müntehaldır'' dedi.
Bir de baktım ki, orada kaynağından dört nehir çıkmaktadır. İkisi gizli,
ikiside açıktan akıyordu. Ben: ''Bu nehirlerde nedir ey Cibril?'' dediğimde:
''Gizli olan nehirler Cennetteki iki nehirdir. Açıktan akan nehirler ise n'' ve
Fırat nehirleridir'' dedi. Sonra Beytü'l-Ma'mur benim için kaldırıldı.''
Katade der ki: Hasan'ın,
Ebu Hureyre'den bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Beytu'l-Ma'mur'a her gün yetmiş bin meleğin girdiğini, (namaz kılıp çıkan
meleğin) bir daha geri dönmediğini söyledi. Katade, Enes'in hadisine şöyle
devam etti: "Sonra içlerinde şarap, süt ve bal bulunan üç kap getirilerek
bana sunuldu Ben sütü aldığımda, Cibril: ''Sen fıtratı seçtin. Sen ve ümmetin
bunun üzeresiniz'' dedi. Sonra günde effi vakit namaz farz kılmdı. Geri döndüm
ve Musa'nın yanına vardım. O: ''Sana ne emredildi?'' deyince: ''Günde effi vakit
namaz kılmam emredildi'' cevabını verdim. Musa: ''ümmetin buna güç yetiremez.
Ben senden önce bazı kişileri denedim. Bu konuda İsrail oğuffarıyla da çok
uğraştım. Sen Rabbine geri dön ve ümmetine hafifletmesini iste'' dedi. Bunun
üzerine Rabbime geri döndüm. Rabbim on vakti kaldırdı. Musa'nın yanına geri
döndüğümde: ''Sana ne emredildi?'' diye sordu. Ben: ''Her gün kırk vakit
namaz'' cevabını verince, Musa: ''ümmetin buna güç yetiremez.
Ben senden önce bazı
kişileri denedim. Bu konuda İsrail oğullarıyla da çok uğraştım. Sen Rabbine
geri dön ve ümmetine hafifletmesini iste'' dedi. Bunun üzerine rabbime geri
döndüm. Rabbim on vakti daha kaldırdı. Musa'nın yanına geri döndüğümde: ''Sana
ne emredildi?'' diye sordu. Ben: ''Her gün otuz vakit namaz'' cevabını verince,
Musa: ''ümmetin otuz vakit namaza güç yetiremez. Ben senden önce bazı kişileri
denedim. Bu konuda İsrailoğullarıyla da çok uğraştım. Sen Rabbine geri dön ve
ümmetine hafifletmesini iste'' dedi. Bunun üzerine Rabbime geri döndüm. Rabbim
on vakti daha kaldırdı. Musa'nın yanına geri döndüğümde: ''Sana ne emredildi?''
diye sordu. Ben: ''Her gün yirmi vakit namaz'' cevabını verince, Musa:
''ümmetin yirmi vakit namaza güç yetiremez. Ben senden önce bazı kişileri
denedim. Bu konuda İsrailoğullarıyla da çok uğraştım. Sen Rabbine geri dön ve
ümmetine hafifletmesini iste'' dedi. Bunun üzerine Rabbime geri döndüm. Rabbim
günde on vakit namazı emretti. Musa'nın yanına geri döndüğümde: ''Sana ne
emredildi?'' diye sordu. Ben: ''Her gün on vakit namaz'' cevabını verince,
Musa: ''ümmetin on vakit namaza güç yetiremez. Ben senden önce bazı kişileri
denedim. Bu konuda İsrailoğullarıyla da çok uğraştım. Sen Rabbine geri dön ve
ümmetine hafifletmesini iste'' dedi. Bunun üzerine geri döndüm. Rabbim günde
beş vakit namazı emretti. Musa'nın yanına geri döndüğümde: ''Sana ne
emredildi?'' diye sordu. Ben: ''Her gün beş vakit namaz'' cevabını verince,
Musa: ''ümmetin on vakit namaza güç yetiremez. Ben senden önce bazı kişileri
denedim. Bu konuda İsrailoğullarıyla da çok uğraştım. Sen Rabbine geri dön ve
ümmetine hafifletmesini iste'' dedi. Ben de: ''Rabbime o kadar gidip geldim ki,
artık utanmaya başladım. Ben buna razı olup teslim oluyorum'' dedim. Sözümü
bitirince, bir münadi: ''Ben farz kılacağımı kıldım ve bunu kullarıma
hafiflettim'' diye seslendi.
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(3207, 3393, 3430, 3887) rivayet etti.
25006 (4)- Enes b.
Malik'in Malik b. Sa'sa'a'dan bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurdu: ''Ben Kabe'nin yanında uyku ile uyanıklık arasındayken
bir kişinin: ''Bu (bizim aradığımız) üç kişiden birisidir'' dedi ... '' Ravi
hadisi devamla aktarıp şöyle devam etti: ''Sonra Beytu'l-Ma'mur bizim için
kaldırıldı. Ona günde yetmiş bin melek giriyor i girip çıkan melek bir daha
geri dönmüyordu. Sonra Sidretu'l-Münteha benim için kaldırıldı. Onun
yapraklarının fillerin kulağı gibi olduğunu gördüm. '' Ravi hadisi aktarıp
şöyle devam eti: "(Namazın azaltılması konusunda) Rabbime o kadar gidip
geldim ki, artık utanmaya başladım. ''Ben buna razı olup teslim oluyorum''
dedim. Musa'nın yanından ayrılınca, bir münadi: ''Kullarıma (namaz vakitlerini)
hafiflettim ve farz kılacağımı kıldım. Her iyiliğe karşılık ta on kat sevap
verdim'' diye seslendi.''
[Sahih]
Diğer tahric: Bu kanalla
Tirmizi (3346) ve İbn Huzeyme (301) rivayet ettiler.
25007 (5)- Bu hadis
başka bir kanalla Malik b. Sa'sa'a'dan nakledilmiştir.
2. Enes b. Malik'in,
Ubey b. Ka'b'dan Rivayeti
- - (-)
25008-Z Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Ubey b. Ka'b, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in
şöyle buyurduğunu anlatırdı: ''Ben Mekke'deyken evimin tavanı açıldı ve Cibril
inip göğsümü açtı. Sonra zemzem suyuyla yıkadı. Sonra hikmet ve imanla dolu bir
leğen getirdi ve göğsüme döktü, sonra göğsümü kapattı. Sonra elimden tutup
yükseldi. Dünya semasına gelince, kapının açılmasını istedi. Kendisine: ''Kim
o?'' diye sorulunca, Cibril: ''Cibrildir'' cevabını verdi. ''Yanında kimse var
mı?'' diye sorulunca ''Evet, yanımda Muhammed var'' cevabını verdi. ''Kendisine
Nebilik gönderildi mi?'' diye sorulunca, Cibrıl: ''Evet. Kapıyı aç!''
karşılığını verdi. Dünya semasında yükselince sağında ve solunda büyük
kalabalıklar olan bir adam gördüm. Bu kişi sağına bakınca tebessüm ediyor,
soluna bakınca ağlıyordu. Bana: ''Merhaba ey salih Nebi ve salih oğul!'' dedi.
Cibrife: ''Bu kimdir?'' diye sorduğumda: ''Bu Adem'dir. Sağındaki ve solundaki
kalabalık onun soyudur. Sağındakiler cennetlikler, solundaki kalabalık ise
cehennemliklerdir. Bu sebeple sağına bakınca gülüyor, soluna bakınca da
ağlıyor'' dedi. Sonra Cibril beni yükseltti ve ikinci semaya gelince, semanın
bekçisine: ''Aç!'' dedi. Bekçi, önceki semadaki bekçinin söylediklerinin
aynısını söyledi ve bekçi ona sema kapısını açtı.
Enes b. Malik der ki:
Ka'b, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in semalarda, Hz.
Adem'i, İdris'i,
Musa'yı, İsa'yı ve İbrahim'i gördüğünü söyledi. Ancak hangi Nebiin hangi semada
olduğunu bilmiyorum. Sadece Hz. Adem'in, dünya semasında, İbrahim'in de altıncı
semada olduğunu biliyorum. Enes der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle devanı etti: ''Cibril ile beraber İdrisle uğrayınca, Hz. İdris:
''Merhaba ey salih Nebi ve salih kardeş!'' dedi. Ben (Cibril'e): ''Bu kimdir?''
diye sorunca: ''Bu İdris'tir'' cevabını verdi. Sonra Musa'ya uğradım. Bana:
''Merhaba ey salih Nebi ve salih kardeş!'' dedi. Ben (Cibrıfe): ''Bu kimdir?''
diye sorunca: ''Bu Musa'dır'' cevabını verdi. Sonra İsa'ya uğradım. Bana:
''Merhaba ey salih Nebi ve salih kardeş!'' dedi. Ben (Cibril'e): ''Bu kimdir?''
diye sorunca: ''Bu İsa b. Meryem'dir'' cevabını verdi. Sonra İbrahim'e uğradım.
Bana: ''Merhaba ey salih Nebi ve salih oğu!'' dedi. Ben (Cibril'e): ''Bu
kimdir?'' diye sorunca: ''Bu İbrahim'dir'' cevabını verdi. ''
İbn Şihab der ki: İbn
Hazm'ın bildirdiğine göre İbn Abbas ve Ebu Habbe el-Ensari, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''O kadar yükseğe çıkarıldım ki kalemlerin
hışırtısını duydum'' buyurduğunu söylediler.
İbn Hazm ve Enes b.
Malik, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğunu söylediler:
"Allah ümmetime elli vakit namazı farz kıldı. Geri dönüp Musa'ya
uğrayınca: ''Rabbin, ümmetine neyi farz kıldı?'' diye sordu. Ben: ''Onlara elli
vakit namazı farz kıldı'' cevabını verince, Musa: ''Rabbine dönüp azaltmasını
iste, Ümmetinin buna gücü yetmez'' dedi. Rabbime dönüp elli vakti azaltmasını
istediğimde, Rabbim, bunun yarısını kaldırdı. Musa'ya dönüp bunu bildirdiğimde:
''Rabbine dönüp azaltmasını iste, ümmetinin buna gücü yetmez'' dedi. Rabbime
dönüp bunu da azaltmasını istediğimde: ''Beş vakti farz kıldım, bu da elli
yerine geçer. Benim katımda karar değiştirilmez'' buyurdu. Musa'ya geri
döndüğümde: ''Rabbine geri dön!'' dedi. Ben: ''Artık Rabbimden (ona dönmekten)
utanıyorum'' dedim. Sonra Cibril beni alıp Sidretu'l-Münteha'ya götürdü. Onun
bilmediğim renklerle kaplı olduğunu gördüm. Sonra Cennete sokuldum. İçinde
birçok inciden kubbeler vardı. Toprağı da misk idi. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
(349, 1636, 3342), Müslim (334) ve Nesai, es-Sünenu'l-kübra'da (310) rivayet
ettiler.
30- Enes b. Malik'in
Bu Konudaki Rivayetleri
1. Enes b. Malik
- - (-)
25009 (1) - Enes b.
Malik'in bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''Yedinci semada Sidretu'l-Münteha bana yükseltildi. Onun yemişleri Hecer testileri
gibi, yaprakları da fil kulakları gibi idi. Onun dibinden ikisi görünen, ikisi
de batın (gizli, olmak üzere dört) nehir çıkıyordu. Ben: ''Ey Cibril! Bu
nedir?'' diye sorunca: ''Görünmeyen iki nehir cennettedir. Görünen iki nehir
ise n'' ve Fırat'tır'' cevabını verdi. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Hakim,
Müstedrek'te (1/81) rivayet etti.
25010 (2) - Enes b.
Malik'in bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''Sidretu'l-Münteha'ya vardığımda, onun yemişlerinin Hecer testileri gibi,
yapraklarının da fil kulakları gibi olduğunu gördüm. Onun dibinden ikisi
görünenı ikisi de batın (gizli, olmak üzere dört) nehir çıkıyordu. Onu Allah'ın
emriyle bir şey kaplayınca, yakuta -veya zümrüt ya da buna benzer bir şeye-
dönüştü. ''
[Sahih]
Diğer tahric: Buhari
6/303 (3207) ve Müslim 1/146 (162) rivayet ettiler.
25011 (3)- Enes der ki:
İsra gecesi Burak, üzeri eğerlenmiş ve gem vurulmuş vaziyette getirilince,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) binerken Burak zorluk çıkarmıştı.
Cibril o esnada: "Neden böyle yapıyorsun! Vallahi, Allah'a ondan daha
yakın bir kimse sana binmemiştir" dedi. Bunun üzerine Burak ter dökmeye
başladı.
[Sahih]
Diğer tahric: Tirmizi
5/301 (3131) rivayet etti.
31- Huzeyfe b.
el-Yeman'ın, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in isra Gecesi
Beytu'I-Makdis'te Namaz Kıldığını inkar Etmesi
1. Huzeyfe
- - (-)
25012 (1)- Zir b. Hubeyş
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Miraca çıkışını anlatan
Huzeyfe b. el-Yeman'ın yanına gittiğimde şöyle diyordu: "(Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu): ''Yola çıktım -veya çıktık- ve
Beytu'I-Makdis'e vardık. '' Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Cibril,
Beytu'l-Makdis'e girmediler." (Zir der ki) Ben: "Aksine, o
[Sahih]
Diğer tahric:
Tirmizi5/307 (3147 "hasen sahih") rivayet etti.
25013 (2)- Huzeyfe dedi
ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beytu'l Makdis'te namaz kılmadı.
Eğer kılmış olsaydı, sizin de ona uyarak orada
namaz kılmanız farz kılınırdı."
[Sahih]
25014 (3)- Huzefye b.
el-Yeman'ın bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
''Bana Burak getirildi. O beyaz; uzun boylu; ön ayaklarını gözünün gördüğü son
noktaya koyan bir binektir. Ben ve Cibril, Beytu'l-Makdis'e varıncaya kadar
onun sırtından inmedim. Sema kapıları bize açıldı ve Cennetle cehennemi gördüm.
'' Zir der ki: Huzeyfe: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beytu'l-Makdis'te
namaz kılmadı" deyince, ben: "Bilakis, kıldı" karşılığını
verdim. Huzeyfe: "Adın nedir, ey kel adam? Simanı tanıyorum, ama adını
bilmiyorum" deyince: "Ben, Zir b. Hubeyş'im" cevabını verdim.
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in o
"Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineği (Burak'ı), Nebilerin bağladığı halkaya
bağladı" deyince, Huzeyfe: "Allah o bineği kendisine gönderdiği halde
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğin gitmesinden korkuyor muydu ki
(bağladı)!" dedi.
[Sahih]
25015 (4)- Aynı manada
olan bir hadis başka bir kanalla Huzefye'den nakledilmiştir. Ancak farklı
olarak Hasan rivayetinde: "Cennet ve cehennemi gördüler" ibaresi,
Affan'da ise: "Sema kapıları kendilerine açıldı ve Cennet ve cehennemi
gördüler" ibaresi geçmiştir.
[Sahih]
25016 (5)- Huzefye b.
el-Yeman'ın bildirdiğine göre İsra gecesi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e Burak getirildi. O beyaz, uzun boylu, ön ayaklarını gözünün gördüğü
son noktaya koyan bir binektir. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Cibril,
Beytu'l-Makdis'e varıncaya kadar onun sırtından inmedi. Sema kapıları onlara
açıldı ve cennetle celıennemi gördüler. Zir der ki: Huzeyfe: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beytu'l-Makdis'te namaz kılmadı" deyince,
ben: "Bilakis, kıldı" karşılığını verdim. Huzeyfe: "Adın nedir
ey kel adam? Simanı tanıyorum, ama adını bilmiyorum" deyince: "Ben,
Zir b. Hubeyş'im" cevabını verdim. "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) o gece orada namaz kıldığını nereden biliyorsun?" diye sorunca,
ben: "Allah: "Bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz
Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şam yücedir. Hiç şüphesiz 0, hakkıyla
işitendir, hakkıyla görendir") buyuruyor" dedim. Huzeyfe: "Sen
bu ayette namaz kıldığını haber verdiğini görüyor musun? Eğer kılsaydı, biz de
Mescid-i Haram'da namaz kıldığımız gibi orada namaz kılardık" dedi.
Huzeyfe'ye: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineği (Burak'ı),
Nebilerin bağladığı halkaya bağladı" denilince: "Allah o bineği
kendisine gönderdiği halde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğin
gitmesinden korkuyor muydu!" dedi.
[Sahih]
32- İsra Gecesi
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in Beytu'l-Makdis'fe Nebilere Namaz
Kıldırdığmı Söyleyenler
1. İbn Abbas
- - (-)
25017 (1)- İbn Abbas der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mirac'a çıktığı zaman Cennete
girince bir yerinden bir fısıltı işitti ve: ''Ey Cibril! Bu nedir?'' diye
sordu. Cibril: "Bu, müezzin Bilal'dır" cevabını verdi. Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mirac'dan inip insanlarla buluşunca: ''Bilal
kurtuldu, onu falan falan yerde gördüm'' dedi. İbn Abbas der ki: Nebi, Hz. Musa
ile karşılaştı. Hz. Musa onu selamladı ve: "Merhaba ümmi Nebi!" dedi.
Nebi onun esmer benizli, uzun orta boylu, saçı kulaklarının hizasında veya daha
yukarıda olduğunu bildirdi. Resulullah: ''Ey Cibril bu kimdir?'' diye sorunca,
Cibril: "Bu, Musa'dır" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) yola devam edince Hz. İsa ile karşılaştı. Hz. İsa onu selamlayınca,
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Cibril bu kimdir?'' diye sordu.
Cibril: "Bu İsa'dır" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) devam etti ve yaşlı, heybetli bir ihtiyarla karşılaştı. Karşılaştığı
herkes Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selam veriyordu. Nebi
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey Cibril bu kimdir?'' diye sordu. Cibril:
"Bu baban İbrahim'dir" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) Cehenneme bakınca, bir topluluğun leş yediğini görüp: ''Bunlar kimdir
ey Cibril?'' diye sordu. Cibril: "Bunlar, insanların etlerini
yiyenlerdir" cevabını verdi. Sonra kırmızı ve mavi, kel ve toz toprak
içinde bir adamı görüp: ''Ey Cibrllı bu kimdir ?'' diye sordu. Cibril:
"Bu, deveyi boğazlayan kişidir" cevabını verdi. Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) Mescid-i Aksa'ya gırınce namaza durdu ve baktığında bütün
Nebilerin onunla namaz kıldıklarını gördü. Namaz bitince kendisine biri
sağından, biri solundan olmak üzere, birinin içinde süt, diğerinde bal olan iki
bardak getirildi. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bardağı alıp sütten
içince, bardağı tutan: "Fıtrata uygun hareket ettin" dedi.
[Hasen]
25018 (2)- İbn Abbas der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Beytu'l-Makdis'e götürülüp aynı
[Hasen]
Heysemi (1/66-67)
Ahmed'in ravilerinin güvenilir olduğunu, ancak Hilal b. Habbab hakkında Yahya
el-Kattan'ın: "Ölmeden önce hafızası değişmiştir" dediğini söyledi.
33- Bu Konuda ibn
Mes'ud'dan Gelen Rivayetler
1. İbn Mes'ud
- - (-)
25019 (1)- İbn Mes'ud'un
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: ''İsra
gecesi götürüldüğüm zaman İbrahim, Musa ve İsa ile karşılaştım. Onlar
aralarında kıyamet vaktinden bahsettiler ve bu durumu İbrahim'e sordular.
İbrahim: ''Bu konuda bir bilgim yoktur'' deyince, Musa'ya sordular. O da: ''Bu
konuda bir bilgim yoktun) deyince, İsa'ya sordular. İsa da şöyle anlattı:
''Kıyametin zamanını Allah'tan başka kimse bilmez. Rabbimin bana ahdettiğine göre
Deccal çıkacağı zaman benim elimde iki kamçı olacaktır. O beni gördüğü zaman
kurşunun erimesi gibi eriyecek ve Allah onu helak edecektir. Hatta o zaman
taşlar ve ağaçlar: ''Ey Müslüman! Altımda kafir vardır. Gelonu öldür!''
diyecektir. Allah onları helak ettikten sonra millet şehirlerine ve yurtlarına
dönecektir. İşte o zaman Yelcüc ve Melcüc çıkacak ve her yerden hızlıca inerek
şehirleri çiğneyeceklerdir. Nereye giderlerse orayı helak edecek, uğradıkları
her suyu da içeceklerdir. İnsanlar bu konuda bana şikayete gelecekler ve ben
Allah'a dua edeceğim. Allah onları helak edip öldürecek, yeryüzü onların leş
kokusuyla dolacaktır. Allah yağmuru indirecek ve cesetlerini sürüyerek denize
atacaktır. Sonra dağlar savrulur ve yeryüzü bir deri yaygı gibi yayılır. Yine
bana Rabbimin verdiği ahidlerden bir tanesi de, bunlar olduktan sonra kıyametin
kopmasınını hamilelikte gününü dolduran kadın gibi olmasıdır. Kadının ailesi,
kadın yükünü
[Hasen]
Diğer tahric: İbn Mace (4081)
ve Hakim (4/488-489, 545-546) rivayet ettiler.
25020 (2)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İsra gecesi
çıkarıldığı zaman altıncı semada olan Sidretü'l-Münteha'ya götürüldü.
Yeryüzünden çıkanlar orada son bulur ve orada ondan alınır. üstünden inenlerde
orada son bulur ve orada ondan alınır. "o zaman Sidre'yi kaplayan
kaplamıştı"[Necm 17] Burada altın kelebekler kastedilmektedir. Orada
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç şey verildi. Bunlardan biri beş
vakit namaz, biri Bakara Suresi'nin son ayetleri ve biri de ümmetinden hiç bir
şeyi Allah'a ortak koşmayanların, büyük günahlarının bağışlanmasıdır."
[Sahih]
Diğer tahric: Müslim
(350) ve Tirmizi (3276) rivayet ettiler.
25021 (3)- Abdullah (b.
Mes'ud) der ki: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) İsra gecesi
çıkarıldığı zaman altıncı semada olan Sidretü'lMünteha'ya götürüldü.
Yeryüzünden çıkanlar orada son bulur ve orada ondan alınır. üstünden inenler de
orada son bulur ve orada ondan alınır. "O zaman Sidre'yi kaplayan
kaplamıştı"[Necm 17] Burada altın kelebekler kastedilmektedir. Orada
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç şey verildi. Bunlardan biri beş
vakit namaz, biri Bakara Suresi'nin son ayetleri ve biride ümmetinden hiç bir
şeyi Allah'a ortak koşmayanların, büyük günahlarının bağışlanmasıdır."
[Sahih]
34- İsra ve Miracla
İıgili Değişik Rivayetler
1. Ebu Hureyre
- - (-)
25022- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: ''Mirac'a
çıkarıldığım zaman bana içinde süt ve içki olan iki bardak getirildi. Ben
onlara bakıp süt olan bardağı alınca, Cibril: ''Seni, fıtrata yönelten Allah'a
hamd olsun. Eğer içkiyi alsaydın ümmetin azgın olurdu'' dedi.''
[Hasen]
Diğer tahric: Başka kanalla
Buhari, eşribe 10/70 (561) ve Tirmizi 5/300 (3130 "hasen sahih")
rivayet ettiler.